21 Ekim 2014 Salı

Bir Kuzguncuk Masalı

Sevgili eğitmenimiz, çocuk bahçıvanımız Enita'nın İstanbul yolculuğunu yazmanın zamanı geldi sanırım.
Sofya'da 2013 yılının Ağustos ayında "Friends of Europe" buluşmasında ilk kez tanışmıştık.
Sofya'da Begomil kültürü üzerine tarihi seminer ve geziler yapmıştık.

Bogomilism

Evren'de 2 gün katılmıştı ve tüm katılımcıları güzel sesiyle etkilemişti. Tüm Waldorf eğitmenleri benden çok Evren'i tanır ve sorar oldular. Sanatın ve sesin gücü böyle bir şey :-)
Enita İngilizce ve Fransızca çevirileri yaptı. Enita ile yaptığımız sabah öritmi seansları unutulmazdı.

Öritmi

Enita Hırvatistan, Split'te yuvada eğitmenlik yapıyordu. Belki bir gün bende kuzenim gibi İstanbul'da yaşarım demişti.
Zamanı gelince olur belki dediğimizde kim bilebilirdi ki bir yıl sonra gerçekleşecek projemizin ilk adımları olduğunu bu sözlerin.

Mayıs'ta Saraybosna'daki seminerde Gina'nın Ağustostaki İstanbul yolculuğunun detaylarını konuşurken Arnesa ve Enita'ya neden sizde gelmiyorsunuz diye konuşurken sonunda onlarında gelmesi için ikna etmiştik. Adeta kader ağlarını örüyordu.
Saraybosna'da bir gece sabahlara kadar sokakta kalma macerası sonunda sabah karşımda Marina ve Ursula'yı görmek iyi gelmişti. Uçak giderken çok özlemiştim bile boşnak dostlarımı. Çektikleri tüm acılara rağmen inadına insan gibi yaşamaya devam ediyorlardı hiçte kolay olmasada.

Ağustos ayını iple çekiyorduk. Önce eylem insanı Arnesa geldi tüm ışığıyla karşılaştığı herkesi aydınlattı sonra bilge kadın Gina ve hemen sonra his ve duygu insanı Enita.
böylece üç kuveet bir araya gelmişti.

Halen devam eden Waldorf eğitmeni arayışlarımız çifte melek, hem Öritmist hem de Waldorf eğitmeni Enita'nın İstanbul'a gelme kararıyla son buldu.

Evren'in tepkisi "gerçek olmak için çok fazla iyi" oldu ve uzun süre gerçekten mi demeden kendini alamadı.

16 Ekim'de İstanbul'a geldi ve yuvamıza 17 Ekim'de başladı, gelir gelmez yuvamızda çiçekler açtı.

Hoş geldin Sefa geldin Enita

Sevgiler
Ömer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder